Burada filmden değil de kitaptan bahsedeceğim. “Yüzbaşının Kızı” Puşkin tarafından yazılmış bir kitaptır. Olayın baş kahramanı babası da bir asker olan Pyotr. İlk gördüğünde pek beğenmediği Masha isminde kıza aşık oluyor. Onun için çok şey yapıyor ve özetle söylemeliyim ki o yaptığı çok şeyler kitabı oluşturuyor.
Babası kendisi gibi asker olmasını istediği kahramanımızı bir kaleye eğitim için gönderiyor. Kaledekiler kendi hallerinde ve savaşlara alışkın insanlar ama 20 yıl savaş görmemişler. O yüzden pek bir şey olmayacağı kanaatine varmışlar. Yani teyakkuz halinde değiller.
Kahramanımız kaleye gelmeden önce tipi fırtınasına yakalanıyor. Bir kazak öncülüğünde fırtınadan kurtuluyor. O da kazağa tavşan derisinden mont veriyor. Daha sonra bu kazak Rusya’ya karşı büyük bir ayaklanma çıkartıyor. Bu ayaklanmada bir sürü kaleyi ele geçiriyor. Yavaş yavaş kahramanımızın kalesine doğru yaklaşıyor. Bu kaleyi feth ediyor. İçindeki rütbelileri astırıyor. Ama bizim Pyotr’u astırmıyor. Onun yaptığı iyilik karşısında onun canını bağışlıyor. Kaleden ayrılmak zorunda kalıyor. Fakat arkasında yüzbaşının kızı var.
Ona ulaşabilmek için canını bağışlayan Kazak’a karşı sürekli savaşıyor. En sonunda kız: “beni üç gün içinde kurtar” diye haber yolluyor. Pyotr, bunu nasıl yapacağını planlıyor. Generalin yanına gidip bana bir ordu verin ben isyanı bastırayım diyor. General bunun delilik olduğunu söyleyip kabul etmiyor. O da çareyi kazağa gitmekte buluyor. Bir şekilde onun karşısına çıkıp bahsetmediğim kaleye sorumlu olarak atanan Rus haini kazak yardakçısı bir askerin kızı alıkoyduğunu söylüyor. Beraberce gidip kızı alıyorlar. Sonra kızı kendi ailesinin yanına yollayıp savaşmaya devam ediyor. En sonunda isyanlar bastırlıyor. Kahramanımız da isyancılarla birlikte görüldüğü için yargılanıp hapse atılıyor. Hain ilan ediliyor. Kız gidip kraliçeye herşeyi kendisi için yaptığını anlatıyor. Kraliçe kahramanın serbest kalmasını emrediyor ve mutlu son.
Kitap kısa ve özlü bir anlatım benimsemiş. Ayrıca sürükleyici, bir solukta bitebilen bir kitap.